Kayacan: Tamamını anlamadığım işlere yatırım yapıyorum

Sevilay ÇOBAN

Bünyesinde 6 tane tek­noloji şirketi barındı­ran Kayacan Holding, 2 yıldır startuplara yatırım yapıyor. Tamamı teknolojiye odaklanan şirketleriyle strate­jik adımlar atmaya hazırlanan holding, Kayacan Ventures ile 2030’a kadar 100 girişime 10 milyon dolar yatırım hede­fi koydu kendisine.

DÜNYA Gazetesi’nin sorularını yanıt­layan ve yatırıma bakış açısı­nı anlatan Holdingin Yönetim Kurulu Başkanı Ulaş Kayacan, “Geleneksel işlere değil anla­madıklarıma yatırım yapıyo­rum. Dünyaya yön vermiş tek­nolojilerin %99’u ilk çıktığı za­man insanlar onun tamamını anlayamıyorlardı zaten” diyor.

Taşın altına elimizi koymamız gerekiyor

Kayacan Ventures ne za­man kuruldu ve amaçları nelerdir?

Kayacan Holding olarak 2 yıldır startuplara yatırım ya­pıyoruz. Son bir yılda bir yapı oluşturarak bu girişimleri Ka­yacan Ventures çatısı altında topladık. Şu anda yatırım yap­tığımız 10 tane startupumuz var. Yılsonunu 15’te kapatma­ya hedefliyoruz. Türkiye’nin 2030 yılına kadar 100 tane uni­corn hedefi var. Bu hedefin ger­çekçi olabilmesi için hep bera­ber elimizi taşın altına koyma­mız lazım. Mesela biz 100 tane startup planı yaptık. Plan A’dan Z’ye hazır. Hangi yıllar kaç tane startup’a yatırım yapacağımız belli. Ne kadar para ayıracağı­mız belli.

Startuplara şimdiye ka­dar yaptığınız yatırımların tutarı ve hedefiniz nedir?

Şimdiye kadar toplamda 1,5 milyon dolarlık bir yatırımımız söz konusu. Oyun değiştirici GPT ve LLM hizmetleri sunan AIVA AI adlı girişimimiz, son yatırım turunu 5 milyon dolar değerleme ile tamamladı. Ka­yacan Ventures çatısı altın­daki 10 girişim; Hebys, Inepi­lepsy, CopeTract, qSoft, Ziv4, FicoDesk, Pocket Wifi Turkey, Prevego ve AIVA AI’dır. 2030 yılına kadar 100 girişime 10 milyon dolar yatırım yapma­yı hedefliyoruz. Yapay zekâ ve yüksek teknoloji projelerimiz­le, toplumun hayatlarını dö­nüştüren çözümler sunmayı amaçlıyoruz. Holding olarak Türkiye’ye olan bağlılığımız ve ülkenin kalkınmasına katkı sağlama tutkumuzla, geleceği şekillendirme yolunda kararlı­lıkla ilerliyoruz.

Yatırım yaptığınız girişim­lerin ortak özelliği nedir?

Bütün startuplarımız yük­sek teknoloji barındırıyor. Ben geleneksel işlere yatırım yap­mıyorum. Kârlı da olsa yatırım yapmıyorum. Bunu açık açık söylüyorum. Çünkü ona ya­tırım yapacak çok adam var. Tamamını anlamadı­ğım işlere yatırım yapı­yorum. İşin sırrı o. Tama­mını anladığın işlerin altı belli, sağı belli, solu belli, üstü belli. Dünya­ya yön vermiş teknolojile­rin %99›u ilk çıktığı za­man insanlar onun tamamını anlayamıyorlardı. Bizim tekno­loji girişimleriniz odaklandığı alanlar, yapay zekâ, blockchain, siber güvenlik. Sağlık yazılım­larına da ağırlık veriyoruz. Bu­ralarda hem bir uzmanlığımız var hem bir ilgimiz var.

Türkiye yatırım ekosiste­mini değerlendirir misiniz?

Türkiye’de çok hızlı bir şekilde mantalite, ba­kış açısı ve perspek­tif değişimine gitme­miz lazım. Halen pa­rayı elinde tutanlar en az yatırım yapan­lardır. Şu an­da yatırım yapanlar orta dü­zeyde pa­ra sahipleridir. Mesela bir ya­tırımcı var; 100 milyon doları var, 2 milyon doları yatırıma ayırmış, yani varlığının %2’si. Diğer yatırımcının 10 milyar doları var ama bir bakıyorsu­nuz 10 milyon dolar ayırmış. Bu da binde bire denk geliyor. Her şirket varlığı ölçüsünde anlamlı oranda yatırım yapsa ekosistem çok daha farklı bir büyüme kat edebilir.

Türkiye’de girişim kalitesi yükseliyor

Girişimler büyümek için neye ihtiyaç duyuyolar?

Türkiye’de startup /girişim­cilik kalitesi giderek yükseliyor. Bu da Nevzat Aydın ve Yemek­sepeti ile başladı, sonra deva­mı geldi. Startup bir kültürdür. Mesela mevcut şirketlerimiz­den bir tanesinin milyarın üze­rinde cirosu var. Biz diyoruz ki yönetimsel olarak büyük şirket veya holding tarzında değil her zaman startup olarak davra­nacağız ve yöneteceğiz Bu bü­yük kurumların kasvetli havası bizde olmamalı. Her zaman es­nek, yenilikçi, aktif, canlı, genç­lere hitap eden bir yapımız ol­malı. Yönetim modelimizi de ona dönüştürmeliyiz. Unicorn çıkartabilmemiz için paradig­ma değişimine gitmemiz lazım ülke olarak. Türkiye›de 800 civarında anonim ve limited şirket var. Her biri bir tane star­tup’a 1000 dolar bile olsa yatı­rım yapma çabası içerisinde olsun, o ekosistemin içine gir­sin koklasın, duysun, görsün, bir adım atsın… O zaman kültür haline gelir.

Çalışanlarımızın yüzde 65’i kadın

Kadın girişimcileri desteklemek üzere özel bir çalışmanız var mı?

Biz şirket olarak kadın çalışanlarımızı çok önemsiyoruz. Hatta belki bu konuda öncülük yaptığımızı da söyleyebilirim. Şöyle ki; hali hazırda tüm şirketlerimizde çalışanlarımızın %65’ini kadınlar oluşturuyor. Ayrıca, yönetim kurulunda bir kadın yönetim kurulu üyemiz var. Startup tarafında da kadın yönetici arkadaşlarımızın aktif olduğu girişimler var.

“Vergi rekortmenleri listesinin başında teknoloji şirketleri olsun”

Geçtiğimiz aylarda Türkiye’de vergi rekortmenleri listesi açıklandı. Birincisi Selçuk Bayraktar oldu, çok sevindik. Peki sonra? 10. sıraya kadar bankalar yer aldı. Suudi Arabistan’da ilk onda kimler var? Petrol ağırlıklı… Peki ABD’de kimler var? Teknoloji şirketleri. Bu tablo Türkiye’nin önünde gideceği yolu gösteriyor bize. Bizim ne yapıp ne edip önümüzdeki yıllarda ilk 10’daki şirketler arasına teknoloji alanında yüksek katma değer üreten şirketleri koymamız gerekiyor.

Sizi en çok etkileyen girişim hangisiydi?

Bizim ilk göz ağrımız epilepsi hastalarının nöbetlerini 180 saniye önce haber veren tek­nolojiyi hayata geçiren Ine­pilepsy. Bu yapay zekâ algo­ritmasının modelini dünyada ilk defa bizim profesörlerimiz buldu. Şirketin dört ortağı profesör, bir tanesi doktor. Bu kadar nadide bir ekip ve dünyada benzeri olmayan bir yazılım. Türkiye’de yaklaşık 1 milyon epilepsi hastası var. Her ülkenin nüfusunun yak­laşık yüzde 1,1’i epilepsi has­tası ve bunların hayat kalitesi oldukça düşük.

Tek başlarına yaşamaları, yanlarında bir re­fakatçi ya da ebeveynleri ol­madan uzak mesafeye gitme­leri çok zor. Epilepsi nöbetleri engellenemiyor zaten ama nöbeti önceden haber verip hayat konforunu, kalitesini arttırabiliriz. Bu hastalar nö­bet sırasında yaralanma riski ile karşı karşıya kalıyor, hatta önemli bir kısmı da nöbetler sırasında hayatını kaybediyor. Dolayısıyla Inepilepsy, hasta­ların hayat konforlarına yaptı­ğı etkiyle unicorn hatta deca­corn olacak bir proje.